• Home  
  • Altın, gümüş ve pırlantayı dinlemek…
- Tolga Bostancı - Yazi

Altın, gümüş ve pırlantayı dinlemek…

Marilyn Monroe’nun unutulmaz performansı
“Diamonds Are a Girl’s Best Friend”, değerli
taşların kadınlar için ne ifade ettiğine dair
eğlenceli ve ikonik bir yorum sunar.

Parlayan dizeler, ışıltılı şarkılar ve göz kamaştıran taşlar… İnsanlık tarihi boyunca sanatın çeşitli dallarına ilham kaynağı olmuş bu unsurlar, duygularımızı, hayallerimizi ve hatta toplumsal değerlerimizi yansıtma gücüne sahip olmuşlardır. Şiirin derinliklerinden müziğin coşkusuna, sinemanın büyülü dünyasından gündelik hayatın inceliklerine kadar her alanda değerli taşların ve onlara atfedilen anlamların izlerini sürmek mümkündür. Haziran 2025 Sayı: 1 Grand Bazaar 1461 110 İstanbul’un kalbinde, yüzyıllardır ticaretin ve kültürün merkezi olmuş Kapalıçarşı, nice şaire, yazara ve sanatçıya ilham vermiştir. Edip Cansever, bu tarihi labirentin mistik atmosferini, renklerini ve insanlarını dizelerine taşıyarak İkinci Yeni şiir akımının önemli eserlerini burada kaleme almıştır. Çalışma masasının hemen üzerindeki o “mavi, dört köşe bir göz” gibi gökyüzüne açılan pencere, ona hem ilham vermiş hem de yağmurun dingin sesiyle düşüncelerine eşlik etmiştir. Kapalıçarşı’nın sadece taşın ve ticaretin değil, aynı zamanda sanatın da nabzının attığı bir yer olduğunu Cansever’in satırlarından anlamak Rihanna mümkündür. 1970’li yıllarda ise Kapalıçarşı’nın ışıltılı dünyası, Sezen Aksu’nun unutulmaz bir şarkısıyla popüler kültürde yeni bir yankı uyandırmıştır; “ Olmaz Olsun”. Şanar Yurdatapan’ın kaleminden çıkan ve Aksu’nun eşsiz yorumuyla hayat bulan “altın, gümüş ve pırlanta”, değerli taşların maddi değerinin ötesinde, gerçek mutluluğun içten bir gülüş, tatlı bir söz ve sevgi dolu bir bakışta saklı olduğunu vurgular. Bu şarkı, Aksu’nun “Minik Serçe” olarak anılmaya başlandığı “Allahaısmarladık” albümünün de en dikkat çeken eserlerinden biri olmuştur. Değerli taşların cazibesi ve onlara yüklenen anlamlar, sadece bir şarkının sözlerinde değil, aynı zamanda bir sanatçının kimliğinin oluşmasında da etkili olabilmiştir. Müzik dünyasıyla birlikte, sinema da değerli taşların büyüsünden sıklıkla yararlanmıştır. James Bond serisinin ikonik filmlerinden “Ölümsüz Elmaslar ( Diamonds Are Forever) “, ışıltılı hayatların karanlık ve tehlikeli yönlerini gözler önüne sererken, Shirley Bassey’ in aynı adlı şarkısı filmin atmosferini güçlü bir şekilde yansıtmıştır. Bu şarkı, tıpkı film gibi, değerli taşların sadece maddi birer obje olmadığını, aynı zamanda entrika, güç ve tehlike gibi kavramlarla da iç içe olabileceğini gösterir. Zamanda biraz daha geriye gidelim: Marilyn Monroe’nun unutulmaz performansı “Diamonds Are a Girl’s Best Friend”, değerli taşların kadınlar için ne ifade ettiğine dair eğlenceli ve ikonik bir yorum sunar. 1949 tarihli bir Broadway müzikalinden uyarlanan filmi, Monroe’nun karizması ve şarkının akılda kalıcı melodisiyle birleşerek, pırlantaların lüks, zarafet ve arzu nesnesi olarak algılanmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu şarkı, belki de değerli taşların popüler kültürde bu denli yer edinmesinin ve kadınlarla özdeşleşmesinin başlangıcı olarak kabul edilebilir. Parlak dizelerden ışıltılı şarkılara ve sinemanın büyülü dünyasına uzanan bu geniş yelpazede, değerli taşlar sadece maddi değerleriyle değil, aynı zamanda sanatçıların hayal gücünü tetikleyen, duygularımızı harekete geçiren ve toplumsal anlamlar yüklediğimiz nesneler olarak da önemli bir yer tutmaktadır. Sanatın her alanında değerli taşların ışıltısı ve onlara atfedilen anlamlar, insanlığın estetik anlayışının ve değer yargılarının bir yansıması olarak varlığını sürdürmeye devam edecektir